Çocukların ve gençlerin ruh sağlığı

UNICEF | her çocuk için

Geçtiğimiz yıl her 7 çocuk ve gençten en az 1’i karantina tedbirleri nedeniyle evde kaldı. Bu durum, çocukların ve gençlerin ruh sağlığını ve iyi olma hallerini riske atıyor

Salgının birinci yıldönümü yaklaşırken UNICEF, ruh sağlığı hizmetlerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurguluyor

NEW YORK, 4 Mart 2021 – UNICEF, her 7 çocuktan en az 1’inin (dünya genelinde 332 milyon çocuk), COVID-19 salgınının başlangıcından bu yana en az dokuz aydır karantina politikaları nedeniyle evde kaldığını belirtiyor. Bu durumun çocukların ruh sağlığını ve iyi olma halini riske attığı konusunda da uyarıyor.

Dünyanın dört bir yanında neredeyse tüm çocuklar geçen yıl aralıklı da olsa sokağa çıkma kısıtlamalarına maruz kaldı. UNICEF’in, Oxford COVID-19 Hükümet Müdahaleleri Takip Sistemi’den edinilen verileri kullanarak hazırladığı yeni analizi, dünya çapındaki en uzun süreli karantina koşullarından bazılarını ortaya koyuyor.

Analize göre tüm dünyada 139 milyon çocuk, COVID-19’un 11 Mart 2020’de salgın olarak ilan edilmesinden bu yana en az dokuz ay süreyle ülke genelinde uygulanan zorunlu evde kalma kurallarına uyarak yaşadı. Bu durum, Paraguay, Peru ve Nijerya gibi birkaç istisna dışında mecburi olarak evde kalmaları anlamına geliyordu. 332 milyonun geri kalanı, diğer bir deyişle 193 milyon çocuk ise aynı süre boyunca ülke çapında tavsiye edilen evde kalma politikalarına tabi oldu.

UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore: “Ülke çapındaki karantina uygulamaları ve salgınla ilgili hareket kısıtlamaları nedeniyle özellikle çocuklar başta olmak üzere hepimiz uzun ve zorlu bir yılı geride bıraktık. Günlerce arkadaşlarınızdan ve sevdiklerinizden ayrı kalmak, hatta belki evinizde bir istismarcı ile yaşamak zorunda kalmak psikolojinizi derinden etkiledi. Pek çok çocuk korkulu, yalnız, kaygılı ve geleceği konusunda endişeli. Bu salgını, çocuk ve ergen ruh sağlığına daha iyi bir yaklaşım benimseyerek atlatmalıyız. Bunu da ancak konuya hak ettiği ilgiyi göstererek başarabiliriz.”

İkinci yılına giren salgın çocukların ve gençlerin ruh sağlığı ve psikolojik yönden iyi olma hallerine büyük zarar veriyor. Latin Amerika ve Karayipler’deki gençlerle gerçekleştirilen UNICEF U-Raporu anketi ile alınan 8.000’den fazla yanıta göre, katılımcıların dörtte birinden fazlası kaygı bozukluğu, yüzde 15’i ise depresyon yaşıyor.

Ruh sağlığa ilişkin riskler, salgından önce de çocuklar ve gençler üzerinde bir yüktü. Ruhsal sorunların yarısı 15 yaşından önce ve yüzde 75’i erken yetişkinlik döneminde gelişiyor. Her yıl intihar sonucu hayatını kaybeden 800.000 kişinin çoğunluğunu gençler oluşturuyor. Kendine zarar verme, 15-19 yaşları arasında en çok rastlanan üçüncü ölüm nedeni ve ergenlik dönemindeki kız çocuklarında bu oran daha da yüksek. Küresel olarak her 4 çocuktan 1’inin ruhsal bozukluğu olan bir ebeveynle yaşadığı tahmin ediliyor.

Karantina; ev içi şiddete, ihmal veya istismara maruz kalan çocukların birçoğunu istismarcılarıyla bir arada yaşamaya mecbur bıraktı. Bu çocuklar öğretmenlerinin, geniş ailelerinin ve toplumun desteğinden mahrum kaldı. Sokakta yaşayan ve çalışan, engeli olan ve çatışma ortamlarında bulunan çocuklar gibi savunmasız gruplara mensup olanlar ise ruh sağlığı ihtiyaçlarının tamamen göz ardı edilmesi riskiyle karşı karşıya.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, COVID-19 salgını dünya çapındaki ülkelerin yüzde 93’ünde kritik ruh sağlığı hizmetlerini aksattı ya da durdurdu. Bu alana ilişkin destek talepleri ise artmaya devam ediyor. Çin’in 194 kentinde yapılan bir araştırma, katılımcıların yüzde 16’sının salgın sırasında orta ve şiddetli düzeyde depresyon, yüzde 28’inin ise orta ve şiddetli düzeyde kaygı semptomları gösterdiğini ortaya koydu.

Bu durum karşısında UNICEF, hükümetleri ve ortak kuruluşları çocuklara yönelik hizmetlere öncelik vermeleri ve bu hizmetleri ihtiyaça göre yeniden düzenlemeleri için destekliyor. Örneğin Kazakistan’da UNICEF tarafından, çocuklara yönelik çevrimiçi bireysel danışmanlık hizmeti sunan bir platform hayata geçirildi. Ayrıca ruh sağlığı uzmanları için de okullarda uzaktan eğitim sunma hizmeti başlatıldı. Çin’de ise sosyal medya şirketi Kuaishou UNICEF ile birlikte çocuklarda kaygıyı azaltmaya yardımcı olmak amacıyla çevrimiçi bir meydan okuma aktivitesi başlattı.

UNICEF bu yılın devamında, iki yılda bir yayımlanan amiral gemisi niteliğindeki Dünya Çocuklarının Durumu Raporu’nu çocukların ve ergenlerin ruh sağlığı konusuna adayacak. Amaç, küresel ölçekteki bu sorunla ilgili farkındalığı arttırmak, çözümler sunmak ve hükümetleri konuya daha fazla odaklanmaya teşvik etmek.

Fore, konuyla ilgili açıklamasına şöyle devam etti: “Bu acil durumu COVID-19 salgınından önce tam olarak kavrayamamış olabiliriz fakat şu anda kesinlikle anlıyoruz. Ülkeler, yaygınlaştırılmış ruh sağlığı hizmetlerine, farklı topluluklarda ve okullarda bulunan gençlere ve onlara bakım verenlere yönelik desteğe ciddi yatırımlar yapmalıdır. Savunmasız ailelerin çocuklarının evde ihtiyaç duydukları desteği almalarını ve korunmalarını sağlamak için de kapsayıcı ebeveynlik programlarına ihtiyacımız var.”

#####

Editörlere not

Yazıda yer alan veriler, Oxford COVID-19 Government Response Tracker (Oxford COVID-10 Hükümet Müdahaleleri İzleyicisi) ve UN DESA Population Division’dan (BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi Nüfus Birimi) alınan verilere dayanarak, UNICEF’in COVID-19 ve etkilenen nüfus gruplarına yönelik hükümet müdahaleleri tablosundan elde edilmiştir. 11 Mart 2020-22 Şubat 2021 tarihleri arasındaki veriler derlenmiştir.

 

Evde kalma politikaları aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:

0 – uygulama yok.

1 - evden çıkmamak tavsiye edilir.

2 - günlük egzersiz, market alışverişi ve ‘elzem’ seyahatler gibi istisnalar dışında evden çıkılmaz.

3 - asgari istisnalarla evden çıkılmaz (örneğin, haftada yalnızca bir kez evden çıkmaya izin verilir veya bir seferde yalnızca bir kişi evden çıkabilir).

332 milyon çocuk minimum tahmini temsil etmekte ve ülke genelinde hem tavsiye edilen hem de zorunlu evde kalma politikalarının uygulandığı ülkelerde yaşayan çocukları ifade etmektedir (1-3). 139 milyon çocuk minimum tahmini temsil etmekte ve ülke genelinde zorunlu evde kalma politikalarının uygulandığı ülkelerde yaşayan çocukları ifade etmektedir (2-3). Politikaların bölgesel veya yerel düzeyde uygulandığı ülkeler analize dahil edilmemiştir. Bu ülkelerde karantina koşullarında yaşayan ve sayısı bilinmeyen çocukların dahil edilmesiyle bahsi geçen sayılar artacaktır.

enlightenedUNICEF'in COVID-19 acil durumu çalışmalarını ve Türkiye dahil dünya çapında en zor durumdaki çocukları desteklemek için aramıza katıl, şimdi düzenli bağışa başla.