Çocuk Yoksulluğu Artabilir

UNICEF | her çocuk için

COVID-19 salgını nedeniyle, yoksul hanelerde yaşayan çocukların sayısı yıl sonuna kadar 86 milyon artabilir

Save the Children ve UNICEF tarafından yayınlanan yeni analize göre, acilen önlem alınmazsa, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki yoksul hanelerde yaşayan çocukların sayısı %15 artarak 672 milyona ulaşabilir.

NEW YORK, 28 Mayıs 2020 – Save the Children ve UNICEF’in bugün yayınladığı analize göre, COVID-19 salgınının ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle yoksul hanelerde yaşayan çocuk sayısı 2020 yılının sonuna kadar 86 milyon, diğer bir deyişle %15 oranında artabilir.   

Yapılan analiz, aileleri salgının mali etkilerinden korumak için acilen önlem alınmadığı takdirde düşük ve orta gelirli ülkelerde yoksulluk sınırı altında yaşayan çocukların toplam sayısının yıl sonu itibariyle 672 milyona ulaşabileceğini gösteriyor. Bu çocukların yaklaşık üçte ikisi Sahra Altı Afrika ve Güney Asya’da yaşıyor. 

En yüksek artış ise %44 ile Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde görülebilir. Latin Amerika ve Karayipler’de ise %22’lik bir artış yaşanabilir.

UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore konu hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Koronavirüs salgını, tüm dünyadaki aileler için kaynakları tüketen ve benzeri görülmemiş bir sosyo-ekonomik krizi tetikledi. Ailelerin yaşadığı mali sıkıntının boyutları ve derinliği, çocuk yoksulluğunu azaltmak için yıllardır kaydedilen ilerlemeyi tersine çevirebilecek ve çocukları temel hizmetlerden yoksun bırakabilecek bir tehdit niteliğindedir. Hep birlikte harekete geçmezsek, halihazırda güçlükle geçinen aileler yoksulluğa sürüklenebilir, en yoksul aileler ise uzun yıllardır görülmemiş bir yoksulluğa düşebilir”.      

Save the Children ve UNICEF, salgının ve uygulanan karantina politikalarının neden olduğu küresel ekonomik krizin etkilerinin ikiye katlanacağı konusunda da uyarıda bulunuyor. Ani gelir kaybı yaşayan aileler gıda ve su gibi temel besin ihtiyaçlarını karşılayamıyor, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimleri güçleşiyor ve erken yaşta evlilik, şiddet, sömürü ve istismara maruz kalma riskleri artıyor. Mali daralma, ailelerin yaşamlarını sürdürmek için ihtiyaç duydukları hizmetlere erişimlerinin azalmasına ve bu hizmetlerin kalitesinin düşmesine yol açabiliyor.        

©UNICEF/UNI289389/Nur

En yoksul aileler için sosyal bakım hizmetlerine veya önleyici tedbirlere yeterli erişimin sağlanmaması, bu ailelerin karantina ve sosyal mesafe önlemlerine uymalarını zorlaştırıyor ve bu nedenle de enfeksiyona maruz kalma riskleri artıyor. 

“COVID-19 salgının tırmandırdığı yoksulluk en çok çocukları etkileyecek. Çocuklar, kısa süreli olsun olmasın, açlık ve yetersiz beslenmeye karşı son derece savunmasızdır. Üstelik bu durum çocuklar üzerinde hayat boyu sürecek etkiler bırakabilir. Hemen şimdi ve kararlı bir şekilde harekete geçersek, en yoksul ülkelerin ve en savunmasız çocukların karşı karşıya olduğu salgın tehdidini kontrol altına alabilir ve önleyebiliriz. Yayınladığımız bu rapor bütün dünyaya bir çağrı ve bir uyarı niteliğindedir. Yoksulluk çocuklar için kaçınılmaz değildir” diyor Save the Children Uluslararası CEO’su Inger Ashing.  

Salgından önce bile dünya genelindeki çocukların üçte ikisi hiçbir sosyal koruma mekanizmasına erişim sağlayamıyordu. Dolayısıyla, mali bir şok dalgası yaşandığında bu ailelerin ayakta kalması imkânsız hale geliyor ve yoksulluğun nesillerarası aktarımı kısır döngüye girerek daha da derinleşiyor. Örneğin, Afrika’daki çocukların sadece %16’sı sosyal koruma güvencesi altında bulunuyor.   

Yüz milyonlarca çocuk birçok yönden yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyor. Diğer bir deyişle, bu çocuklar sağlık ve eğitim hizmetlerine, yeterli ve uygun gıdaya ve barınma imkanlarına erişemiyor. Bu durum çoğu zaman hükümetlerin sosyal hizmetler alanına yeterince yatırım yapmamasından kaynaklanıyor.  

Halihazırda çatışmaların sürdüğü ve şiddet vakalarının görüldüğü ülkelerde yaşayan çocuklar için bu kriz; istikrarın bozulması, hanelerin yoksulluğa itilmesi vb. riskleri daha da arttıracaktır. Devam eden çatışmalar nedeniyle en fazla sayıda savunmasız çocuğa ev sahipliği yapan Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi, gençler arasında en yüksek işsizlik oranına sahipken, bölgedeki çocukların neredeyse yarısı çok boyutlu bir yoksulluk içinde yaşıyor. 

COVID-19’un yoksul hanelerde yaşayan çocuklar üzerindeki etkilerini azaltmak için Save the Children ve UNICEF; nakit transferi, okul beslenme programı ve çocuk yardımı gibi sosyal koruma sistemlerinin ve programlarının daha geniş kitlelere ulaşacak şekilde bir an önce yaygınlaştırılması için çağrıda bulunuyor. Kritik öneme sahip bu tür yatırımlar, ülkelerin acil finansal ihtiyaçlarını karşılayacak, gelecekteki şoklara karşı hazırlıklı olmalarını sağlayacak bir zemin oluşturacaktır.     

Hükümetler ayrıca, aileleri desteklemek amacıyla diğer tür sosyal koruma, maliye politikası, istihdam ve iş piyasası alanlarına da yatırım yapmalıdır. Bunlar arasında kaliteli sağlık hizmetlerine ve diğer hizmetlere kapsayıcı erişimin genişletilmesi ve ücretli izin, çocuk bakımı vb. aile dostu politikalara yatırım yapılması da vardır.  

COVID-19’un salgın olarak ilan edilmesinden bu yana, birçok ülke sosyal koruma programlarının kapsamını genişletti. Örneğin:     

  • Endonezya’da ailelerin temel ihtiyaçları için aylık nakit yardımı sağlayan Kartu Sembako programının kapsadığı kişi sayısı 20 milyona ulaştı. Ailelere yapılan aylık nakit yardımı miktarı 150 bin Rupi’den 200 bin Rupi’ye çıkarıldı.   
  • Moğolistan’da hükümet, Çocuk Yardımı Programı kapsamında yapılan aylık ödeneği beş kat arttırarak 20.000 Moğol Tugriki’nden 6 ay için geçerli olmak üzere aylık 100.000 Moğol Tugriki’ne çıkardı.
  • Arjantin’de, Kapsamlı Çocuk Ödeneği Programındaki mevcut faydalanıcılar için ödenek, 3.100$ Arjantin pezosu (47 ABD Doları) arttırıldı.     
  • Güney Afrika’da, 12,8 milyon çocuğun yararlandığı çocuk destek hibesi de dahil olmak üzere çeşitli sosyal koruma programları tek seferlik ek ödenekler sağlıyor.
  • Gürcistan’da, Özel Sosyal Yardım Programının (TSA) kapsamı 70.000 aileye daha yardım sağlamak üzere geçici olarak genişletildi. Ayrıca, 6 ay boyunca üç veya daha fazla çocuğu olan program kapsamındaki 21.000 aileye de ayda ek 100 Gürcistan Larisi (31 ABD Doları) sağlanmaya başlandı.  
  • Ermenistan’da aile yardımı sistemine kayıtlı uygun ailelere, ödeneğin %50’sine denk gelen, tek seferlik bir ek ödeme yapılacak.  
  • Kolombiya’da hükümet, şu anda herhangi bir Ulusal Hükümet programından faydalanmayan hanelere nakit transferi sağlamak amacıyla Dayanışma Gelir Programını (Solidarity Income Program) hayata geçirdi. 21 Mayıs itibariyle 2 milyondan fazla dezavantajlı aile Mart ve Mayıs aylarında yapılan iki eşit ödemeyle 320.000 pezo (81 ABD Doları’na eşit) ödeme aldı.
  • Peru’da hükümet, kırsal alanda yaşayan hanehalklarına, bağımsız çalışanlara ve dezavantajlı ailelere destek ödemesi ve 6,8 milyon haneye yeni bir genel destek fonu sunuyor. Uzak bölgelerde yaşayan insanlara, yerli nüfusa ve göçmenlere ulaşmak için ayrıca özel çalışmaların yapılması gerekiyor.   

###
 

Editörlere not:

Analiz, IMF ve Dünya Bankası’nın ekonomik tahminlerine, UNU WIDER’ın geçmişteki gelir dağılımı değişikliklerine ilişkin tarihsel verilerine ve MICS (Çoklu Gösterge Küme Araştırmaları) ve DHS (Sağlık ve Nüfus Araştırması) kapsamında elde edilen demografik verilere dayanmaktadır. Ülkeler düzeyinde toplanan bu veriler düşük ve orta gelir düzeyine sahip 100’ün üzerinde ülkeyi kapsamaktadır. 

 

heart En zor durumdaki yoksul ve yoksun çocukların tüm haklarına kavuşması için uzun vadeli gelişim programları yürütüyoruz. Aylık düzenli bağış yaparak katkıda bulunabilirsin, haydi bize katıl: https://bagis.unicefturk.org/