Dünya çapında yaklaşık 240 milyon engelli çocuk bulunuyor

UNICEF | her çocuk için

UNICEF'in yeni raporu, dünya genelinde her 10 engelli çocuktan 1'inin sağlık, eğitim ve koruma hizmetleri de dahil olmak üzere çeşitli iyi olma hâli göstergelerinde karşı karşıya olduğu yoksunluğun derinliğini ortaya koyuyor.

NEW YORK, 10 Kasım 2021 – UNICEF'in yeni raporuna göre, dünya genelinde yaşayan engelli çocuk sayısının yaklaşık 240 milyon olduğu tahmin ediliyor. Raporda çocukların iyi olma hâli ile ilgili olarak ölçülen göstergelerin çoğunda, engeli olan çocukların, engeli olmayan çocuklara kıyasla daha dezavantajlı durumda oldukları belirtiliyor.

UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore, "Bu yeni araştırma, hâlihazırda bildiklerimizi doğruluyor: Engelli çocuklar; haklarını hayata geçirme sürecinde çok sayıda ve çoğu zaman karmaşık zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Engeli olan çocuklar; eğitime erişimden, evde öğrenime kadar, her tedbirde yer alma veya seslerini duyurma ihtimali daha düşük. Engelli çocuklar, çoğu zaman geride bırakılıyor”, dedi.

Rapor, 42 ülkeden uluslararası olarak karşılaştırılabilir verileri içeriyor. Veriler; beslenme ve sağlıktan su ve sanitasyona, şiddet ve sömürüden korunma ve eğitime kadar çocukların iyi olma hâline ilişkin 60'tan fazla göstergeyi kapsıyor. Söz konusu göstergeler; işlevsel zorluğun türüne ve ciddiyetine, çocuğun cinsiyetine, ekonomik durumuna ve ülkeye göre ayrıştırılıyor. Raporda, engelli çocukların toplumsal hayata tam olarak katılmalarının önündeki engeller açıklanarak bu engellerin sağlık alanında ve sosyal alanda olumsuz sonuçlara nasıl yol açtığı net bir şekilde ortaya konuyor.

Engeli olmayan çocuklarla karşılaştırıldığında, engeli olan çocukların:

  • erken uyarımdan ve duyarlı bakımdan yararlanma ihtimali yüzde 24 oranında daha düşük;
  • temel okuma ve aritmetik becerilerine sahip olma olasılığı yüzde 42 daha az;
  • aşırı zayıf olma ihtimali yüzde 25 ve bodur olma ihtimali yüzde 34 oranında daha yüksek;
  • akut solunum yolu enfeksiyonu semptomları gösterme ihtimali yüzde 53 oranında daha fazla;
  • okula hiç gitmeme ihtimali yüzde 49 oranında daha yüksek;
  • ilkokulu bırakma ihtimali yüzde 47,  ortaokulu bırakma ihtimali yüzde 33 ve liseyi bırakma ihtimali yüzde 27 oranında daha yüksek;
  • daha mutsuz hissetme ihtimali yüzde 51 daha fazla;
  • ayrımcılığa maruz kalma ihtimali yüzde 41 oranında daha yüksek;
  • ağır bedensel ceza alma ihtimali yüzde 32 oranında daha yüksek.

Bununla birlikte, engellilik deneyimi büyük ölçüde değişkenlik göstermektedir. Analiz, engelliliğin türüne, çocuğun nerede yaşadığına ve hangi hizmetlere erişebileceğine bağlı olarak bir dizi risk ve sonuç bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu, eşitsizlikleri ele almak için hedef odaklı çözümler geliştirmenin önemini vurgulamaktadır.

Eğitime erişim, raporda incelenen çeşitli konulardan biridir. Eğitimin önemi konusunda yaygın bir fikir birliği olmasına rağmen, engelli çocuklar hâlen eğitimlerinden geride kalmaya devam ediyor. Rapor, iletişim kurmakta ve kendilerine bakmakta zorluk çeken çocukların, eğitim düzeyi ne olursa olsun, okul dışı kalma ihtimalinin en yüksek düzeyde olduğunu ortaya koyuyor. Birden fazla engeli olan çocuklar arasında okul dışı kalma oranları daha da yüksek. Engelin ciddiyeti dikkate alındığında, bu eşitsizlikler daha da belirginleşiyor.

“Kapsayıcı eğitim bir lüks olarak kabul edilemez. Engelli çocuklar; çok uzun bir süredir, hiçbir çocuğun maruz kalmaması gerektiği bir şekilde toplumdan dışlanıyor. Engelli bir kadın olarak benim yaşadığım deneyim de bunu gösteriyor” diyor Bulgaristan'dan kapsayıcı eğitim konusunda UNICEF gençlik savunucusu olan 20 yaşındaki Maria Alexandrova. “Hiçbir çocuk, özellikle de en savunmasız durumda olanlar, temel insan hakları için tek başına mücadele etmek zorunda kalmamalı. Engelli çocukların eğitime eşit ve kapsayıcı erişimini sağlamak için hükümetlere, paydaşlara ve STK'lara ihtiyacımız var.”

UNICEF, engelli çocukların haklarının hayata geçirilmesine yardımcı olmak için küresel ve yerel düzeyde paydaşlarıyla birlikte çalışıyor. Engeli olan çocuklar da dâhil olmak üzere tüm çocuklara hayatlarını etkileyen konularda söz haklarının verilmesi, potansiyellerini gerçekleştirme ve haklarını talep etme fırsatının sağlanması gerekiyor. Bu doğrultuda, UNICEF hükümetlere aşağıdaki çağrılarda bulunuyor:

  • Engelli çocuklara eşit fırsatlar sağlanmalıdır. Hükümetler, engellileri toplumdan uzak tutan fiziksel, iletişimsel ve davranışsal engelleri ortadan kaldırarak engellilerin doğum kaydı, kapsayıcı sağlık, beslenme ve su hizmetleri, adil eğitim ve yardımcı teknolojilere erişimini sağlamak için engellilerle birlikte çalışmalıdır. Ayrıca topluluklar arasında damgalanmayı ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için çaba göstermelidir.
  • Kapsayıcı hizmetler ve eşit kalitede eğitim olanakları sunularken engeli olan kişilere danışılmalı ve engelliliğin tüm türleri, çocukların ve ailelerinin özel ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kapsamda duyarlı bakım, aile dostu politikalar, ruh sağlığı hizmetleri ve psikososyal destek sağlanmasının yanı sıra engellilerin istismardan ve ihmalden korunması da gerekir.

Analiz, engeli olan çocukların karar verme süreçlerinde hesaba katılmalarını ve onlara danışılmasını sağlayarak dünya genelinde her 10 engelli çocuk ve gençten 1'inin katılımını arttırmayı amaçlıyor.

Dünyadaki engelli çocuk sayısına ilişkin yeni küresel rakam, daha önce hesaplanan rakamlardan daha yüksek. Bu hesaplama yapılırken çeşitli işlevsellik alanlarındaki zorlukların yanı sıra kaygı ve depresyon belirtileri de dikkate alınmıştır. Hesaplama, engelliliğe ilişkin daha anlamlı ve kapsayıcı bir yaklaşıma dayanmaktadır.

Fore, “Dışlanma genellikle görünmezliğin sonucudur. Engelli çocukların sayısı konusunda uzun süredir güvenilir veriye sahip değiliz. Bu çocukların sayısını öğrenmeyi, onlar hakkında düşünmeyi ve onlara danışmayı başaramadığımız sürece, onların engin potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olamayız” dedi.